F&S YORUM Fitness & SANAT

Fitness & Vücut Geliştirme

Yararları:

İşleyen demir pas tutmaz demiş atalarımız. Ne güzel de demişler. İnsan vücudu da bu durumda atasözünde sözü geçen “demir” insan vücuduna benzetilebilir. Hareketsiz ve çalışmayan insanın vücudu bir süre sonra sorun çıkarmaya başlar. Bu sorunların arasında vücut kompozisyonundaki problemler, hiper tansiyon, kalpte oluşan problemler, kas-iskelet problemleri vardır. Bu tip problemlerden kurtulmak bizim elimizdedir ve başvurabileceğimiz en iyi çare ise fitnesstır. Fitness bizleri yalnızca fiziksel değil ruhsal ve zihinsel problemlerden de uzak tutar. Fitness stres, endişe-kaygı, depresyon gibi problemlerden arınmanın sağlıklı bir yoludur. Fitness bizleri önlenebilir büyük felaketlerden uzaklaştıran bir yol olmakla birlikte vücudumuzun sınırlarını zorlamakta ve bizleri normal averaj bir insandan gerekse daha güçlü gerekse daha estetik görünüşe sahip olmamıza yardımcı olur.

Fitness ve Estetik:

Fitness sabır gerektiren ve farklı kategörileri olan olan geniş bir alandır. Kimileri fitness’ı sadece sağlıklı kalmak için yapar kimileri ise sağlığın ötesinde vücut estiğini geliştirmek için yapar. Benim amacım ise fitness’ı estetik için yapmak konusunda konuşmak.

İnsan vücudunun sınırları olduğu gerçeği doğrudur. Fakat bu sınırlar aşılabilir mi? Biz sınırlarımızı aşabilir miyiz? Elbette… Bir çok insan için fitness’ın temel amaçlarından birisi insan vücudunun sınırlarını zorlamaktır. Tabii ki burada steroid ve bunun gibi ilaçların kullanımı da söz konusudur ancak olan önemli dürüst ve sağlıklı sporcular olarak bunlardan uzak durup “kaş yaparken göz çıkarmamak”tır. Kısacası bir çok şey gibi fitness’ın da en saf ve en güzel formu doğal olanıdır diyebiliriz.

Estetiğin kuralları var mıdır? Belli bir yerde sınır çizilmeli midir? Bu sorunun cevabı için günümüzün Mr. Olympia yarışmacılarına bakabiliriz. Örneğin Ronnie Coleman… Ronnie Coleman uzun zamanlı bir vücut geliştiricisi olmakla birlikte işi çok başka bir noktaya taşımıştır. Benim görüşüme göre artık Ronnie Coleman ve bu gibi bireyler fitness’ın estetik anlayışını bozmuştur ve hatta bozmaya devam etmektedir. Bu bireyler yüksek seviyede steroid kullanımına başvurmuşlardır ve bunu onlar söylemese de vücutlarındaki gereksiz ve doğal olma olasılığı olmayan kas oranından anlayabiliriz. Eski vücut geliştiricelerine (/fitnessçılarına) baktığımızda ince belli üçgen figürler görürüz. Fakat bugünün “vücut geliştiricileri(!)”ne baktığımız zaman tek gördüğümüz şey yetenek ve estetikten yoksul kare, kastan, figürler. Uzun lafın kısası evet, estetiğin tıpkı vücudumuzun da olduğu gibi kuralları ve sınırları vardır. Estetik vücudumuzun belli bölgelerini orantılı bir şekilde çalıştırırsak ortaya çıkabilir. Aksi takdirde eğer yanlış (/çok fazla (overtraining)) çalışılırsa ve fazladan kimyasal kullanımına başlanırsa fitness’ın asıl amacından uzaklaşır hem sağlığımıza hem de estetiğimize zarar vermiş oluruz.

Tenacious D

Rock müzik ile komedi bir araya gelirse ne olur? Sorunun cevabı çok basit, Tenacious D. Tenacious D kaliteli müzikali ile komediyi birleştirirken bizleri büyülemeyi de başarıyor. Grubun müziklerini dinlerken gülümsememek elimizde değil. Ünlü grubun müzikleri daha çok absürd komedi olmakla birlikte hikayeler şeklinde yazılmıştır. Grubun kurucuları olan Jack Black ve Kyle Gass iki ünlü komedyen olmakla birlikte müzikleri de çok kalitelidir. Jack Black gitarı Kyle Gass’ten öğrenmiştir ve hatta bazı şarkılarda aralarında usta-çırak ilişkisi vardır.

Tribute:

İkilinin en tanındık şarkılarından birisi olan Tribute’ta fanstastik bir olayın nasıl yaşandığını anlatıyor. Tribute’ta girişte Kyle Gass ve Jack Black’i tenha bir yolda yürürken görüyoruz. Bu iki karakter yolda yürürken şeytanın takendisi ile karşılaşıyorlar ve şeytan onlardan dünyanın en iyi şarkısını çalmasını istiyor. İkili akıllarına gelen ilk şarkıyı çalıyor fakat sonradan da şarkıda söyleyecekleri gibi çaldıkları şarkı aslında dünyanın en iyi şarkısı değildir aslında sadece bir övgüdür (referans). Dünyanın en iyi şarkısını hatırlayamadıklarını şarkının içinde söyleyen ikili şeytanı çaldıkları şarkı ile kaçırırlar ve başarılı olurlar.

Aslında ilk baktığımızda ne kadar absürd da gelse şarkıdan çıkarabileceğimiz birçok şey var. Şarkıdan anlayabileceğimiz kadarıyla karşımıza yeni bir sorun çıksa da durmamalı sorunun üstesinden gelmeliyiz. Tenacious D tıpkı isminin anlamındaki gibi bizlere aslında “azim”i öğretiyor. Karşılarına çıkan engel ne kadar büyük ve korkunç olsa da cesaret ile sorunu ortadan kaldırıyor ve bunu yaparken bizlere müzikal bir zevk veriyorlar.

Hikayenin komedi bazlı olması bizlere bir ders alırken eğlenme olanağı da sağlıyor. Tenacious D bu şarkılarında da bizlere uzmanlık alanları olan komedi rock’ı bir kez daha bizlere bir ders vererek tanıtıyor.

Dio:

Ronnie James Dio Rock müzik tarihinin en iyi müzisyenlerinden birisidir. Kendisinin ağır hastalığı ve ölümü Rock dünyası için çok büyük bir kayıp olmuştur. Tenacious D çok büyük bir Dio hayranı olmakla birlikte kendisi ile birlikte de çalışmışlardır. Rock Dünyasının bu büyük kaybından sonra Tenacious D “Dio” adlı şarkılarını yazmışlardır. Şarkıda Dio’nun kaybından ve Tenacious D’nin Dio’nun görevini devralacaklarını ve Rock yapmaya devam edeceklerinden bahsediliyor. Şarkı duygusal açıdan çok yoğun ve bu da bizim Dio’nun kaybının Jack Black ve Kyle Gass’e hissettirdiklerini anlamamıza yardımcı oluyor.

Modern Sanat

Sanatın zaman geçtikçe gelişen bir tema olması Dünya’daki bir çok şeyin değişim ve gelişim göstermesinden kaynaklanır. Resimde de 19. yüzyılın sonlarına doğru fotoğraf makinasının da icat edilmesi ve kullanılmaya başlamasıyla beraber yen, bir akım ortaya çıkmıştır. Bu akımda ilerleyen sanatçılardan en tanındık olanı de Pablo Picasso denilebilir. Picasso ile berber örnek verebileceğimiz isimler arasında Georges Braque da bulunur. Bu ressamlar fotoğraf makinesinin icadı ile beraber gerçekçi resimler çizmeyi artık bırakmışlar ve modern bir akım başlatmışlardır.

Picasso’nun ve Braque’ın çalışmalarına baktığımızda zaman içinde önemli bir değişim görebiliriz. Bu değişim ressamların eserlerinin gittikçe daha gerçek dışı olması ve bakış açılarının gelişmesidir. Örneğin Pablo Picasso’nun gençlik yıllarında çizdiği oto-portesi ile yaşı ilerledikçe çizdiği oto-portreler arasında büyük farklar vardır. Pablo Picasso çizdiği resimlerde cisim ve canlıların yapılarında bulunan şekilleri basitleştirip üçgen, kare, dikdörtgen gibi şekiller ile resimlerini çizmiştir. Aynı şekilde Braque da çizimlerinde basit şekiller kullanmış ve modern sanatın yolunda ilerlemiştir.

Bu sanatkarlar ve diğerlerinin değişen, gelişen ve fark ortaya koyan yeni fikirleri sanatın modernleşme yolunda alacağı yolu belirlemiştir. Buradan yola çıkarak ressamların çalışmalarına bakar isek zamanın akımını ve tarzını anlayabiliriz. Zamanının ressamlarından anlaşılabileceği gibi 20. yüzyıl resim açısından modernleşmede büyük ve önemli bir yer almıştır.Bugünlerde ise bu modern akım değişmeye devam etmektedir. Yeni türler oluşmakta ve çeşitlilik artmaktadır. Sanatı zenginleştirmektedir

Fitness Türleri

Fitness nerede yapılır dendiği zaman aklınıza ilk ne gelir? Çoğunluk spor salonlarından bahsedecektir bazısı ise evde de yapılabileceğinden bahsedecektir. Ancak fitness akla gelen her yerde yapılabilir ve buna sokak, oyun parkları ve bunun gibi yerler bile dahildir. Tam burada akla bir soru geliyor: “Ama nasıl?”. Fitness sadece dumbbell kaldırmaktan ağırlık kaldırmaktan ibaret değildir. Fitness vücut ağırlığı ile de yapılabilir. Vücut ağırlığımızı kullanarak hiç akla gelmeyecek hareketler ile sadece sağlık ya da fizik estetiğini değil aynı zamanda denge ve yeteneklerimizi de geliştirebiliriz. Kısacası fitness sadece bir spor salonu ile sınırlı olmamakla beraber aynı zamanda bir çok çeşide sahiptir.

Vücut Ağırlığı (Calisthenics):

Fitness insan fiziğinin estetiğini düzeltmek ile beraber insanın sağlıklı bir hayat yaşamasını sağlamaktadır. Fitness’ı büyük çoğunluğun spor salonlarında yapmasına rağmen spor her yerde yapılabilir. Aynı zamanda vücut ağırlığımızı kullanmak vücudumuzun birçok bölgesini çalıştırır. Bu da bizlere spor (fitness) yapmamak için çok da bir bahane bırakmamaktadır. Vücut ağırlığımızı her yere taşımamız bizlere istediğimiz her yerde spor yapma şansı verir ve aynı zamanda maddi açıdan da destek sağlar. Bunun nedeni ise kendi vücut ağırlığımızı kullanmak için hiç bir masrafa girmemize gerek olmamasıdır. Tek yapılması gereken sporu yapacağımız yeri seçmektir.

Vücut ağırlığı ile çalışmak bizlere dengemizi ve bazı yeteneklerimizi geliştirmek için fırsat tanır. Bunun nedeni ise vücut ağırlığımızı kullanmak için yaptığımız hareketler günlük hayat dışında daha çok akrobasik pozisyonlardan oluşmaktadır. Bu hareketlerin içinde amuda kalkmak ve “bench pistol squat” gibi yüksek derecede denge ve kuvvet isteyen hareketler de vardır. Bu hareketler günlük hayatta kullanılmamakla beraber her insanın yapabileceği hareketler değillerdir. Bu hareketler azimli ve sürekli çalışma gerektirir. Spor salonunda ağırlıklarla ve makinelerle çalışan çoğu insan bu tür hareketleri yapamaz. Kısacası vücut ağırlığı (calisthenics) antrenmanları çok özel hareketlerden oluşmakla birlikte düzenli çalışma gerektirmektedir.

Bir çok şey gibi vücut ağırlığı (calisthenics) antrenmanlarının da eksik noktaları vardır. Vücut ağırlığı ile yapılan antrenmanların ağırlık açısından bir sınırı vardır. Belli bir noktadan sonra fazladan ağırlık gerektirebilir. Bu da maddi anlamda belli bir yatırım gerektirmektedir. Bu noktada bazı vücut ağırlığı kullanan sportmenler kafalarını spor salonlarına çevirebilirler. Spor salonunda yapılan fitness’ta vücudun belli bölgelerine özellikle odaklanabiliriz ve bu da bizlere istediğimiz kas grubuna diğerlerine etki etmeden odaklanma şansı verir. Bu durumda parçalama yapan sporcular çok şanslıdır. Ancak vücut ağırlığında özellikle bir kas grubuna odaklanmak oldukça zordur. Bunun nedeni ise vücut ağırlığımızı kullanabilmek için yararlandığımız pozisyonların bu konuda çok elverişli olmamasıdır.

Vücut ağırlığı fitness’ın diğer türlerinde de olduğu gibi bazı artı ve eksilere sahiptir. Bu eksiler ve artıların bizleri spor yapmaktan alı koymaması gerekmektedir. Her zaman en önemli olan sağlıklı kalmak ve vücuda iyi bakmaktır. Bu nedenle bizler fitness yapmayı bırakmamalı ve kendimize iyi bakmalıyız.

Spor Salonunda (Ağırlık ve Makineler ile) Spor Yapmak:

Spor salonları bir çok sportmenin farklı amaçlar için de olsa özünde sağlıklı bir hayat sürmek için geldikleri yerlerdir. Spor salonuna gitmek için bir çok farklı neden vardır. Bir insan formunu korumak için de gitse formunu geliştirmek için de gitse spor salonları birçok amaca hizmet gösterebilmektedir. Ancak bunun için iyi bir spor salonu gerekmektedir. Spor salonunun iyisini ayırt etmek için ise hijyene, aletlerin ve makinelerin kalitesine bakmak gerekmektedir. Aynı zamanda eleman da çok önemlidir. Bir spor salonunda her zaman yardımcı olabilecek elemanlar olması gerekmektedir. Bu kriterlere uyan bir spor salonu bulmak çok önemlidir. Aksi takdirde durum zaman ve para kaybına dönüşebilir.

Spor salonunda çalışmak bizlere vücudumuzun belli bölgelerini istediğimiz gibi çalıştırmamıza yardımcı olur. Bu durumda spor salonunda kullandığımız ağırlılar ve makineler bizlere istediğimiz kas grubunda odaklanmamız açısından şans tanır diyebiliriz. Bahsettiğimiz bu avantaj bizlere fiziğimizin estetiğini daha rahat ve profesyonel bir şekilde kontrol etmekte kolaylık sağlar. Örnek vermek gerekir ise yarışmalara katılan vücut geliştiricilere baktığımızda hepsi bir spor salonunda fitness yapıyor diyebiliriz. Çünkü bir spor salonu bizlere fiziksel sınırlarımızı zorlamak için daha çok imkan (/kademe) sunar. Bu imkanlardan yararlanmak ise biz sportmenlerin elindedir.

Tıpkı vücut ağırlığı hakkında söylediğimiz olduğumuz gibi spor salonunda fitness yapmanın da artı ve eksileri vardır. Bu durumda spor salonunda çalışmanın eksileri arasında genelde paralı olması, dikkatsiz yapılır ise büyük sıkıntılara yol açabileceği gibi gerçekler yer almaktadır. Bunun dışında iyi bir spor salonun kayda değer bir eksisinin olmaması spor salonlarını fitness yapmak için iyi bir seçim yapıyor. Yani spor salonlarının eksiden çok artıları vardır. Spor salonlarının artıları ise sadece fiziksel gelişim ile sınırlı kalmıyor. Spor salonları, vücut ağırlığının aksine (eğer evde yapılmıyor ise), hava koşullarından etkilenmez ne olursa olsun açık kalırlar. Bunun dışında spor salonları sosyal açıdan da avantaj sağlarlar. Örneğin spor salonunda çalışan diğer sportmenler ile yardımlaşma ortamı yaratılabilir ve arkadaşlıklar geliştirilebilir. Kısacası spor salonuna gitmek sadece vücudumuzu değil sosyal çevremizi de geliştirir.

Fitness, türleri olan ve birçok amaca hizmet veren bir spor dalıdır. Bu yazımda bu türleri vücut ağırlığı ve spor salonunda (ağırlık ve makineler ile) şeklinde ikiye ayırdım. Bu iki türün artılarından ve eksilerinden bahsettim. Sonuç olarak bu artılar ve eksiler doğrultusunda bir sonuca vardım. Ben de fitness yapan bir birey olarak vücut ağırlığının da ağırlık ve makinelerin de aynı anda kullanılmasını tercih ediyorum. İki türü aynı anda yapar isek iki tarafın da kendine özgü olan artılarından yararlanmış ve eksilerinden kurtulmuş oluruz. Bu durumda aynı anda hem vücut ağırlığımızı kullanmak ve spor salonunda ağırlık ve makineler kullanmak en avantajlı fitness formu diyebiliriz.

The Show Must Go On

Dünya’nın gelmiş geçmiş en tanındık ve en iyi Rock gruplarından biridir Queen. Ünlü efsane grubun en popüler şarkılarından birisi olan “The Show Must Go On” gerekse sözleri gerekse yazılma nedeni açısından çok anlamlı bir şarkıdır. Şarkı genel olarak baktığımızda hayatı dolu yaşamamızı öğütlüyor diyebiliriz. Şarkı gitarist Brian May tarafından grubun solisti Freddie Mercury ağır bir hastalık geçirirken yazılmıştır. Solist Freddie Mercury’nin hastalığı ve ölüm döşeğinde olması şarkıya acı bir şekilde daha da anlam katıyor ve dinleyenleri duygulandırıyor. Ancak şarkı çıktığı zaman sadece çok az sayıda insan ünlü grubun solistinin bu hastalığından haberdardı.

Şarkıyı dinlediğimiz zaman gözlerimizin sulanması sadece an meselesi. Müzik dünyasının kelimelere sığması mümkün olmayan kaybını akıllara getiren şarkının yazılmasının nedenlerinden birisi de aslında ünlü solistin ileri derecede hasta olmasıdır. Şarkının sözleri hayatımızı yaşamak ve hala imkan varken bundan zevk almak ile ilgili. Şarkı Freddie Mercury’nin kaçınılmaz olan kötüleşen durumu ve hatta ölümüne bir referans yapıyor. Şarkı Freddie Mercury’nin hayata karşı olan bakış açısını yanstıyor. Ünlü solist her zaman hayatını ne olursa olsun yaşamıştır ve hep devam etmiştir. Brian May solistin hayatta sahip olduğu duruşundan “O hiç sızlanmadı, hiç ‘hayatım çok kötü, berbat, bundan nefret ediyorum’ demedi.” demiş ve “O inanılmaz güç ve huzur sahibiydi.” diye ekleyerek bahsetmiştir. Kısacası şarkı tıpkı Freddie Mercury gibi ne olursa olsun hayatımızı durmadan zevk ile yaşamamızı öğütlüyor.

“The Show Must Go On” (şov devam etmeli) adlı şarkının Innuendo (kötü bir şey ima eden söz) adlı albümün son şarkısı olması gözlerden kaçmıyor. Bu da bizlere grup üyelerinin bu albümün Freedie Mercury’nin yer alabileceği son albüm olabileceğini tahmin ettiğini gösteriyor. Neyseki ünlü solist şarkının yapımı için kayıt yapabilmiştir. Bu bile bizlere Freddie Mercury’nin hayatının sonuna kadar dolu ve sevdiği işi yaparak yaşadığını soyluyor. Tıpkı şarkıda da dediği gibi şov devam etmeli.

Şarkının her kelimesi ve her mısrası o kadar güzel yazılmıştır ki şarkının hangi bölümünden örnek verirsek verelim mesaj aynı ve hala duygusal ve anlamsal açıdan çok yüklü. Ünlü şarkıyı dinlerken Freedie Mercury adına “keşke yaşasaydı” derken kendi hayatımızı da dolu bir şekilde yaşama isteği içimizde doğuyor. Ünlü grup bir kez daha bizlere müzikal bir şaheser ile güzel bir ders vermeyi başaryor.

Kelime Sayısı: 2002 kelime

Created By
Faruk Yiğit Önsoy
Appreciate

Credits:

https://www.google.com.tr/url?sa=i&rct=j&q=&esrc=s&source=images&cd=&cad=rja&uact=8&ved=0ahUKEwiq19KO2YDTAhWEFZoKHfkOBPIQjRwIBw&url=https%3A%2F%2Fwww.pinterest.com%2Fpin%2F410672059741083908%2F&psig=AFQjCNF3OYH158Jg5t-cLe6i1gwk7T5h3A&ust=1491048080734524 http://mattymatt.co/img/Picasso_Braque.jpg http://www.thatvideogameblog.com/wp-content/uploads/2010/10/tenacious-d.jpg

Report Abuse

If you feel that this video content violates the Adobe Terms of Use, you may report this content by filling out this quick form.

To report a Copyright Violation, please follow Section 17 in the Terms of Use.