Loading

MEF KÜTÜPHANE BÜLTENİ SAYI 33 | EKİM 2019

MEF Ailesinin Değerli Üyeleri,

MEF Kütüphane Bülteni’nin 33. sayısına hoşgeldiniz.

2019 – 2020 eğitim – öğretim yılında MEF Üniversitesi’ni kazanan öğrencilerimize MEF Ailesine hoş geldiniz diyor başarılarla dolu bir eğitim hayatı diliyorum. Eğitim hayatınız boyunca bilgi ihtiyaçlarınızın karşılanması konusunda MEF Kütüphane’nin güçlü desteğini daima hissedeceksiniz. MEF Kütüphane olanakları hakkında daha fazla bilgiyi Kütüphane web sayfasında bulabilirsiniz.

Yeni eğitim dönemine MEF Kütüphane basılı yayın koleksiyonlarından daha çok yararlanmanızı sağlamak amacıyla ödünç verme sürelerini uzatarak başlıyoruz. Artık ödünç aldığınız basılı yayınları daha uzun süreli kullanabileceksiniz. Bir diğer önemli gelişme ise MEF Kütüphane online hizmetlerine (kütüphane hesabı, kampüs dışı erişim vb) yararlanmak için artık tek bir kullanıcı adı ve şifre ile erişim sağlayabiliyor olmanız. Bu iki yeni uygulamanın MEF Kütüphane hizmetlerine erişiminizi kolayşatıracağına inanıyoruz.

MEF Kütüphane Bülteni’nin 3. sayısında ilginizi çekeceğine inandığımız pek çok başlığa yer verdik. Bu sayının konuk yazarları Erendiz ATASÜ ve İnci ARAL hakkında kısa bilgileri ve Kütüphane koleksiyonlarında bulunan yayınlarının bilgilerini Bültenin ilerleyen bölümlerinde bulabilirsiniz. Okuma önerilerimiz, bizden haberler, 2019 – 2020 oryantasyon haberi ve etkinlik takvimi ise Bültende yer alan diğer konular.

MEF Kütüphane Bülteni’nin yeni bir formatla hazırladığımız 33. sayısını keyifle okuyacağınızı umuyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum.

Saygılarımla,

Ertuğrul Çimen - Kütüphane Direktörü

MEF'TEN HABERLER

HOŞGELDİNİZ YENİ MEF'LİLER!

MEF Üniversitesi 2019-2020 Öğretim yılına oryantasyon haftasıyla başladı. MEF Kütüphane'nin de yer aldığı Oryantasyon haftasında aramıza yeni katılan MEF'lilerle buluştuk.

BU SONBAHAR OKUMANIZ GEREKENLER

1. Kanını Satan Adam - Yu Hua

Zor bir hayata doğmuştur Xu Sanguan: Babası çocukken ölür, annesiyse başka bir adamla evlenip onu terk eder. Dedesi ve amcasının sahip çıkıp büyüttüğü Xu Sanguan artık şehirdeki ipek fabrikasında çalışan genç bir işçidir. Amcasını ziyaret ettiği bir gün, kan satmaya giden iki arkadaşının yardımıyla o da kanını satar. Eline geçen parayı sadece ailesi için harcaması gerektiğine inandığı için evlenmeye karar verir. Xu Yulan’la evlenir ve üç oğlu olur. Büyük oğlu Yile hakkındaki bir gerçeğin ortaya çıkmasıyla sarsılır. Kültür Devrimi, kıtlık yılları gibi zor ve toplumu altüst eden dönemlerde ne zaman başı sıkışsa bir kuyudan su çeker gibi damarlarından kan çektiren ve mücadeleden asla vazgeçmeyen Xu Sanguan’ın öyküsü, tüm bunların yanında yaşama dair birçok tuhaflığı da barındırır.

Kalbin tek bir atışıyla kanın tüm vücuda yayılması gibi, Yu Hua da basit fakat usta işi cümlelerle kurduğu bu olağanüstü öyküde, âdeta insan ruhunun ve yaşamın kılcal damarlarına ulaşır.

Daha önce Yaşamak adlı romanını yayımladığımız Yu Hua’nın en önemli eserlerinden Kanını Satan Adam’ı Erdem Kurtuldu Çince aslından çevirdi.

2. Başkasının Yüzü - Kobo Abe

"Muhtemelen kızgınsın, kendini aşağılanmış da hissediyorsun ama lütfen kendine hâkim ol ve gözlerini ayırmadan okumaya devam et. Bu ânı yara almadan atlatıp, bana doğru bir adım atmanı, nasıl çaresizce istediğimi bir bilebilsen. O mu beni yendi, yoksa ben mi onu? Her hâlükârda maskeli oyunun perdesi artık kapandı. Onu öldürdüm ve kendimi suçlu ilan ettim...

Ve çok iyi biliyordum. Artık senin üzerinde hiçbir hakkım olmadığı hâlde, bana zincirle bağlı bir kurban olduğun fikri, işime geldiği için uydurduğum koca bir yalandan ibaretti. Sen bu kaderi bir an olsun bocalamadan kendi isteğinle kabul etmiştin. Gülümsemeye geçerkenki o parıltın belki de en çok senin kendin üzerinde etkiliydi. Bu da demek oluyor ki istesen beni hemen bırakıp gidebilirdin. Bunun benim için ne kadar korkunç bir şey olduğunu anlayabilir misin? Senin binlerce ifaden var fakat benim tek bir yüzüm bile yok."

3. Yabancı Bir Baba - Eduardo Berti

İki baba ve her birinin oğullarıyla sessiz, neredeyse namevcut ilişkisi. Yabancı babalarının esrarını anlamaya çalışan iki aile. Anavatanlarından uzakta, anadillerini kullanamadıkları ülkelerde kendilerini yeniden yaratmaya çalışan göçmenler. Tutkuyla başka yazarların yapıtlarını okuyan ve bu yapıtlardan kalkarak kendi hayatlarındaki bir gizemi kazıp çıkartmaya çalışan yazarlar. Kilit altında tutulan, kolay paylaşılamayan sırlar.

Arjantinli yazar Eduardo Berti’nin otobiyografik öğeler de taşıyan romanı, yaklaşık yüz yıl arayla iki farklı zamanda ilerliyor. Göçmenlik, aile sırları, geçmişle hesaplaşma gibi kadim olduğu kadar günümüzde de yakıcılığını sürdüren meseleleri var. Karmaşık olay örgüsünde hiçbir ayrıntı tesadüfi veya rasgele değil.

DERS KİTAPLARINIZIN BULUNDUĞU DERS KİTABI KOLEKSİYONUNDAN 3 SAATLİĞİNE ÖDÜNÇ YAYIN ALABİLECEĞİNİZİ BİLİYOR MUYDUNUZ?

GRUP ÇALIŞMA ODALARINI EN AZ 30, EN FAZLA 120 DAKİKALIĞINA REZERVE EDEBİLİRSİNİZ.

MEF ÜNİVERSİTESİ KURUMSAL AKADEMİK ARŞİV HIZLA BÜYÜYOR. 870 YAYIN GİRİŞİNİN OLDUĞU KURUMSAL ARŞİVİ LİNK ÜZERİNDEN İNCELEYEBİLİRSİNİZ.

MEF KÜTÜPHANE'DEN HABERLER

  • MEF Kütüphane Kullanıcı Hizmetleri Kütüphanecisi İpek Yarar, bu yıl TED Üniversitesi'nin ev sahipliği yaptığı UNAK 2019'da "Kütüphanecilikte LEGO Modelleri: Yeni Eğilimleri Beraber Karşılamak" başlıklı bildirisiyle yer aldı.
  • MEF Kütüphane Direktörü Ertuğrul Çimen, Bu yıl Atina / Yunanistan'da düzenlenen IFLA (International Federation of Library Associations) yıllık toplantısına katılım gösterdi. IFLA WLIC2019 sonrası izlenimlerini, Türk Kütüphanecileri ile paylaştı.
  • Türk kütüphaneciliğine katkıları nedeniyle Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Başkan Yardımcılığı yapan sanatçımız Tarık Akan, vefatının 3. yıldönümü nedeni ile “Bilgi ve Bilgi Yönetimi Alanında Kurum Kültürü ve Politikası” başlıklı toplantı ile anıldı. Toplantıya MEF Kütüphane Teknik Hizmetler Birim Sorumlusu Bahar Biçen Aras, "Akademik Kütüphanelerde Politika Oluşturma İhtiyacı ve İstanbul'daki Vakıf Üniversitesi Kütüphanelerinde Durum" başlıklı konuşmasıyla katkı sağladı.

SONBAHAR ETKİNLİKLERİ

16. İstanbul Bienali

Yedinci Kıta, sanatı, insanın etkilerini, takip ettiği yolları, bıraktığı izleri ve insan-olmayanlarla etkileşimini araştıran bir antropoloji olarak tanımlıyor. Bienal ana başlığını, Antroposen çağının küresel ısınmayla birlikte en gözle görünür sonuçlarından biri olan, Pasifik Okyanusu’nun ortasındaki devasa atık yığınından alıyor. Popüler bilimdeki adıyla “Yedinci Kıta”, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. İnsan atıklarının okyanusun ortasında dünyaya yeni bir kıta kazandırdığı bu olay, 16. İstanbul Bienali için ekolojik sorunlar karşısında sanatın güncel durumunu pek çok sanatçı, düşünür, antropolog ve çevreci ile birlikte araştırmak için bir çıkış noktası oluşturuyor.

Aşk Geçmişim Tiyatro Oyunu

"Nereden buluyorsunuz birini? Bu kadar insan birbirini nereden buluyor? Barlarda mı?Spor salonunda mı? Markette mi? Hadi be. Bu kadar insan birbirini nerede buluyor? Ben söyleyeyim size nerede.Mezun oluncaya kadar birini bulamadın mı? O zaman aynı şirkette çalıştığınbiriyle evleneceksin. O kadar basit. Hayvanları nasıl zorla çiftleştiriyorlar haberiniz var mı? Tek bir kafese koyuyorlar."

Kurumsal bir şirkette yeni işe giren Tom’un aşk hayatı tam bir fiyaskodur. Aynı şirkette çalışan Amy’nin de ondan kalır yanı yoktur. İş çıkışı bir şeyler içmeye çıkarlar ve o gece yaşadıkları tek gecelik ilişki sonucunda ikisi de kendini istemediği fırtınalı bir ilişkinin içinde bulur. Eski ilişkilerinin hayaletlerinden kurtulmak, kendi yaralarını sarıp gerçek aşka ulaşmak onlar için hiç kolay olmasa da, bu iki yalnız kalp sonunda birbirleri için çarptığını fark edebilecek mi?

Apocalytica Konseri

Apocalyptica, devam eden "Plays Metallica By Four Cellos" turnesi kapsamında 26 Ekim Cumartesi günü Volkswagen Arena'da sevenlerine unutulmaz bir gece yaşatacak.

AYIN YAZARLARI

Erendiz Atasü

Yapıtları kadınların öznel tarihi, Cumhuriyet devrimlerinin kadın bireyin gözüyle irdelenmesi, kadın erkek ilişkilerinin ve kadın cinselliğinin kadınlar tarafından kavramlaştırılması gibi izlekler ve sorunsalları barındırmaktadır.

İnci Aral

Öykü ve Roman yazarı olan Aral yapıtlarından bahsederken "Bir sorun var, çoğu kez çevreme hatta bana yansımalarıyla onu görüyorum ve üzerinde düşünüyorum. Geçer giderse unutuyorum. Olmuyorsa ondan ancak yazarak kurtulabileceğimi seziyorum. Ben muhalif bir insanım. Hiçbir zaman dünya görüşüme uygun, hayal ettiğim gibi bir yapının içinde yaşamadım. Umudum bile olmadı. Bu yüzden hep tedirginim. Bu ülkede yazılacak çok şey var. Dolayısıyla beni rahatsız eden yerden yola çıkıyorum." ifadelerini kullanıyor.